Jeodezik kelimesi Latince kökenli bir kelime olup, "dünyayı bölen" anlamına gelmektedir. Bu kavram, matematikte ise; bir küre üzerinde bulunan iki noktayı birleştiren en kısa çizgi, yani jeodezik çizgi olarak anlam kazanmıştır. Jeodezik çizgileri kullanarak, bir küre yüzeyine atanan noktaları birleştirme fikri, yüzeyi üçgenlerden oluşan jeodezik kubbelerin doğmasına sebep olmuştur.

İlk Jeodezik kubbe olarak bilinen yapı, I. Dünya Savaşı`ndan sonra Walther Bauersfeld tarafından dizayn edilip, Almanya`da Zeiss firması için inşa edilmiştir. Bundan 30 yıl sonra, 1940`lı yılların sonlarında, Richard Buckminster Fuller, jeodezik kubbelerin uygulanabilirliği, güçlü bir yapıya sahip olma sebepleri ve avantajları üzerine çalışmalar yapmıştır. Fuller`in jeodezik kubbe konusunda yaptığı çalışmalar sonrasında, daha popüler hale gelen jeodezik kubbeler kendilerine; spor salonları, tiyatrolar, seralar, konser salonları, stok sahaları, petrol tankları, silolar, evler, okullar gibi pek çok kullanım alanı bulmuştur.